Angela Merkel: “Avrupa Birlik Olmazsa Yok Olur”

Eski Almanya Başbakanı Merkel, Avrupa'nın Geleceği ve Güvenlik Politikaları Hakkında Konuştu

Angela Merkel, Düsseldorf’ta katıldığı bir etkinlikte Avrupa’nın karşı karşıya olduğu siyasi ve ekonomik zorluklara dair önemli açıklamalarda bulundu. Avrupa’nın birlik içinde hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Merkel, aksi halde kıtanın “pulverisiert” (toz olup dağılma) tehlikesiyle karşı karşıya kalacağını ifade etti. Eski başbakan ayrıca savunma harcamalarının artırılmasını desteklerken, göç politikalarında da Avrupa çapında ortak hareket edilmesi gerektiğini belirtti.

“Savunma Harcamalarını Artırmalıyız”

Merkel, Avrupa’nın güvenliğinin sağlanabilmesi için Almanya’nın ve Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması gerektiğini vurguladı. CDU ve SPD’nin bu yöndeki planlarını desteklediğini belirten Merkel, “Yüzde iki gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH) oranıyla yetinemeyiz” dedi. Avrupa'nın güvenliğinin, küresel güç dengelerindeki değişimlere ayak uydurabilmesi için daha fazla yatırım gerektirdiğini söyledi.

Savunma bütçesinin artırılması konusundaki görüşü, Ukrayna’daki savaş ve Rusya’nın Avrupa üzerindeki tehditleriyle doğrudan bağlantılı olarak değerlendiriliyor. Merkel, Avrupa’nın bu süreçte bağımsız hareket edebilmesi için savunma politikalarını güçlendirmesi gerektiğini dile getirdi.

“Borç Freni Reformu Doğru Bir Adım”

Merkel, Almanya'da planlanan borç freni reformunu desteklediğini de belirtti. Almanya’da devlet harcamalarını sınırlandıran bu mekanizmanın esnetilmesi gerektiğini savunarak, “Bu reform, ekonomik krizlere karşı daha fazla esneklik sağlayacak” dedi.

Ekonomistler tarafından da tartışılan bu reform, devletin yatırım yapabilme kapasitesini artırarak ekonomik büyümeyi teşvik etmeyi hedefliyor. Merkel’in bu konuda olumlu görüş bildirmesi, muhafazakâr kesimde de destek bulabilir.

Göç Politikalarında Avrupa İş Birliği Vurgusu

Göç krizine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Merkel, bu konunun yalnızca ulusal politikalarla çözülemeyeceğini söyledi. “Bu, Avrupa çapında ele alınması gereken bir mesele. Tek taraflı ulusal çözümler sürdürülebilir değil” ifadelerini kullandı.

Göçmen krizinin ana nedenlerinin çözülmesi gerektiğini belirten Merkel, göç veren ülkelerde yoksulluk ve geri kalmışlığın giderilmesi gerektiğini dile getirdi. Merkel'in bu tutumu, başbakanlık dönemi boyunca izlediği göç politikasıyla da örtüşüyor.

Almanya Seçimleri ve Aşırı Sağın Yükselişi

Merkel, Almanya’daki son seçimleri de değerlendirdi. 23 Şubat’ta yapılan seçimlerde CDU’nun birinci parti olmasını olumlu bulduğunu ancak aşırı sağcı AfD’nin yükselişinden endişe duyduğunu belirtti. “Partimin kazanmasından memnunum ama AfD’nin bu kadar güçlü olmasını istemezdim” dedi.

Almanya’da siyasi merkezin zayıfladığına dikkat çeken Merkel, “Bu durum herkesi endişelendirmeli, ben de kaygılıyım” ifadesini kullandı. Bu nedenle yeni hükümetin kurulması sürecini yakından takip ettiğini ve başarılı bir koalisyon oluşmasını umduğunu dile getirdi.

Trump ve Putin Yorumu: “Putin’in Yönetim Biçimi Trump’a Cazip Geliyor”

Merkel, konuşmasında ABD eski başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasındaki ilişkilere de değindi. Trump’ın, Putin’in tek adam yönetim tarzına ilgi duyabileceğini belirterek, “Putin’in tek başına ülkeyi yönetebilme şekli Trump için cazip olabilir” dedi.

Bu yorum, Batı demokrasileri içinde otoriterleşme eğilimleri konusunda bir uyarı olarak değerlendirildi. Merkel, demokratik değerlerin korunmasının Avrupa için hayati önem taşıdığını belirterek, uluslararası ilişkilerde hukuk ve kurumların güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Merkel’den Avrupa’ya Uyarı: “Birlik Olmazsak Dağılırız”

Merkel, Avrupa’nın iç ve dış tehditlere karşı birlikte hareket etmemesi halinde zayıflayacağını söyledi. “Herkes hissediyor ki, eğer birlikte hareket etmezsek ‘toz olup dağılırız’” diyerek Avrupa’nın ortak kararlar almasının önemini vurguladı.

Bu açıklama, Avrupa’nın hem ekonomik hem de güvenlik açısından daha sıkı iş birliği yapması gerektiği mesajını veriyor. Merkel’in sözleri, Avrupa’nın geleceği konusunda hem umut hem de kaygı içeriyor. (Kaynak: Rheinische Post, Die Welt, MNS news / MFM-Redaksiyon: Mesut hastürk)